Berlin’deki Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nin iki katı, Akbar Behkalam’ın resimleriyle dolu.
Serginin alt başlığı “Devinim ve Değişim-Resim ve Desenler: 1976-1986”.
On yıllık bir çalışmanın ürünü olan resimler, Almanya’daki 1848 devrimiyle, İran’daki devrim arasında koşutluk kurularak yapılmış.
130 yıl geriye giderek günümüzle bağlantı kurulması, siyasal ve ekonomik benzerliklere dayanıyor.
- 1944 yılında Tebriz’de doğmuş.
- Tebriz’deki Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirmiş.
- Sonra 1967-1972 yıllarında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun öğrencisi olmuş.
- 1972-1974’te Paris, Frankfurt ve Berlin’de resim çalışmalarını sürdürmüş.
- 1974’te Tebriz Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmış.
- 1976’dan beri de Berlin’de yaşıyor.
Akbar Behkalam, resimleriyle sürekli insanlara bir şeyler anlatmaya çalışıyor.
İçinde bulunduğu ve geldiği toplumun sorunlarını, yetiştiği kültürü, yeni kazandığı değer yargılarını, siyasal çatışmalar yansıtıyor.
Şah’tan sonraki İran, resimlerinin ana temasını oluşturuyor.
Sokak çatışmaları, barikatlar, işkence gören insanlar,
gösteriler, öldürülenler, gömülenler, tutsaklar, özgürlüğü bekleyenler,
sokak görünümleri, insan manzaraları, devinimler, devinimler...
Akbar Behkalam, siyasal sorunlardan yola çıkarak boyuyor resimlerini. Sınıf savaşımlarını, baskıları, çelişkileri, halkların eylemlerini resimliyor. Kaba bir devrimciliğe düşmeden, yani afişleşmeden, sloganlaşmadan ele alıyor konularını. Birbirlerine sıkı sıkıya kenetlenmiş insanlar, iktidarlara karşı yaptıkları savaşımın, bir eylemin içinde olan kitleler giriyor resimlerine.
TİTİZ BİR ÇALIŞMA
1848’de Almanya’da ve Berlin’de siyasal ve ekonomik bunalımın sonucu orduyla halk çatışır. Berlin, tarihinde ilk kez sınıf çatışmalarının merkezi olur. Kentte, 1848’de, yüzlerce barikat kurulur, sokak çatışmaları olur. 13 Mart’ta silahlanmış halkın on altı saatlik direnişi karşısında kral, askerlerini geri çeker ve halka çeşitli özgürlükler tanır. Ayrıca işsizlere iş bulmak için Berlin’de kanallar açılmasına karar verilir. Çeşitli işyerlerinde işsizlere iş olanaklari açılır. İşte, Akbar Behkalam’ın resimlerinin arasında o günlerin bildirileri, sokak çalışmalarını gösteren resimleri, karikatürleri, resmi duyuruları, kitapları, haritaları da görmek olası. Ve Akbar Behkalam’ın 1848 devrimini konu edinen resimleriyle belgeleri yan yana görmek ve böylece geçmişle bugün arasındaki iki bağın şaşmaz ilkelerini saptamak şaşırtmıyor kimseyi. Resimler daha bir anlam kazanıyor, daha da bir değerleniyor. Küçük karelere yerleştirilmiş detayların pek çoğunun büyütülmüşü de, ayrıca ressamın ne kadar titiz bir çalışmayı omuzladığını kanıtlıyor. İran-Türk motiflerinden yola çıkarak gerçekleştirdiği resimlerinde, Şah’ın devrilmesi, halk devriminin izleri görülürken, Humeyni yönetiminin baskıcı diktası, halkın çektiği sıkıntılar da ele alınıyor. Berlin’de 130 yıl önce gerçekleştirilen devrimin bir benzeri az çok İran’da gerçekleştirildiği için, aradaki zamanı ve giderek açılan uçurumu gösteriyor Akbar Behkalam. İran’da yeni yeni başlayan sanayileşme, ne yazık ki toplumsal sorunların çözümüne yetmedi. Bir de, halkın dikkati İran-Irak savaşıyla dondurulduğu için, içte sıkı bir yobazlar diktasını oluşturdu. Yüreğinde ülkesinin sorunlarını demlendiren bir sanatçı Akbar Behkalam. Kendini hangi ulustan sayacağını bilememesine karşın, doğup büyüdüğü ve içinde yoğrulduğu kültüre, insanlarına eğilmeyi bir görev biliyor.
ÖZGÜRLÜKLERE TUTKUN BİR SANATÇI
Özgürlüklere tutkun bir sanatçı Akbar. Özgürlüklerin düş olmasına üzülmüyor.
Üçüncü Dünya ülkelerinin sorunlarını, İran’ın siyasal sorunlarını resimlerine fon yapıyor.
Renklerle görüntüler büyük bir uyum içinde. İnce ayrıntılara çok yer veriyor resimlerinde.
Bir resmin önünde çakılıp kalıyorsunuz adeta. Hemen bakıp geçemiyorsunuz.
İlk elde kartpostal gibi gelen resimlerin içinde, birbirine bağlı pek çok konu yer alıyor.
”Bir Ağaç Gibi Tek Başına” adlı tablosunda Nazım Hikmet’in ünlü şiiri, “Bir ağaç gibi tek başına hür ve orman gibi kardeşçesine”den yola çıkarak, bir ağaç ve altında kenetlenmiş insanları çizer. Sonra da bunu Berlin’in en işlek ve Türklerin çoğunlukta olduğu Gneisenaustr, 80 numaradaki evin duvarına uygular.
Resimlerinin pek çoğuna, İran minyatürleri hâkim.
Akbar Behkalam, geçmişin kültürünü, resim sanatını yeniden yoğuruyor.
- “Özgürlüğe Uçuş”,
- “Bir Mahkumun Düşü”,
- “Kuş”,
- “Avludaki Topluluk”,
- “Eller”,
- “Duran ve Hareket Eden Eller”,
- “Eylem”,
- “Sokak Devinimleri”,
- “Devrim Başlıyor” gibi resimleri
ve 1981’deki;
- Berlin görünümleri,
- sokak gösterileri,
- ev işgalleri hep minyatür tekniğiyle yapılmış resimler.
Kenarda polisler, çerçevenin içinde, ortada eylem içindeki insanlar, yıkık evler, barikatlar.
Akbar Behkalam, Ocak-Şubat aylarında on beş Berlinli ressamın katıldığı Brezilya’daki bir sergiye çağrılan tek Berlinli “yabancı”.
İran’dan yola çıkan, İstanbul’da Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun tezgahından geçen ve Avrupa’da karşılaştıklarıyla ülkesindeki siyasal eylemleri resimlerinde gündeme getiren Azeri Türklerinden Akbar Behkalam’ın Berlin’deki sergisi, Alman basınında büyük ilgi gördü. Tutucu çevrelerin bozulduğu, resimseverlerin gözlerinin de gönüllerinin de doyduğu ve bilmedikleri bir kültürün siyasal eylemler içinde yoğuruluşunun etkisinin gözlendiği sergi, yarı resmi olarak Berlin’in kuruluşunun 750. yıl kutlamalarının da ilk etkinliği sayılıyor. Ve bir yabancının böylesine önemli bir galeride sergi açmasını kıskançlıkla izleyen çevrelere karşın, olaya sevinen çevreler oldukça fazla.
Sergi afişlerinden birisi, “Yarının Yahudileri Olmak İstemiyoruz” adını taşıyor. Böylece, içinde yaşadığı toplumda gelişen yabancı düşmanlığına karşı da tavrını koyuyor Akbar Behkalam. Nasıl, bir dönem Berlin’inde önemli bir yeri olan ve herkesi etkileyen ev işgallerinden etkilendiğini resimlemişse, gelişen yabancı düşmanlığına karşı da duygularını belli ediyor.
Özünde insani olan şeylerin resmini yapıyor Akbar Behkalam. İnsanın özgürlükleri, siyasal konumu, iktidar ilişkileri, iç dünyası, sevgileri, tutkuları ve yaşam kavgası resimlerinde hemen göze çarpıyor. Akbar’ın resimlediği insanlar sürekli bir kavganın içindedirler. Hakları elde etme kavgası, özgürlüklere uzanan bir mücadeledir bu.
Akbar Behkalam’ın Berlin’deki on yıllık resim geçmişini belgeleyen bir de katalog yayımlandı.
Hem 1848 devriminden, hem de İran’dan yola çıkılarak yapılan resimlerin gelişimini bu katalogdan izlemek olası.
Gültekin Emre | Milliyet Sanat Dergisi - Sayı: 169 - 1 Haziran 1987