Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı evreniyle kültür ilişkileri konusunda ilk belirtilere 18. yüzyıl ortalarına doğru rastlanır. Bu dönemde Avrupa ülkelerine giden elçiler kültür ve sanat çevresindeki gözlemlerini “Babıali”ye ayrıntılı olarak bildirmişler, özellikle opera, bale ve müzik türlerinin gördüğü ilgiyi raporlarında sözbirliği etmişçesine vurgulamışlardır. 19. yüzyıl ortalarına doğru imparatorluğun “Tanzimat Fermanı” ile Batı’ya bakış açısı değişir değişmez İstanbul ve İzmir’de gene Batı’ya özgü sanat etkinliklerinin ilk örnekleri belirmeye koyulmuş, ulaşım olanaklar gelişirken ilişkiler giderek yoğunluk kazanmıştır. Cumhuriyet’le birlikte başlayan Batılaşma hareketi kuşkusuz Batı sanat adamlarında her yönden merak konusu bir ülkeyi görme eğilimini uyandırmıştır. Bu arada yalnız müzik alanından bazı tanınmış besteci ve seslendiricinin öğretmen, danışman, ya da yalnızca ses ve çalgı sanatçısı olarak ülkemize geldikleri biliniyor. Bu derlememizde kaynakların titizce taranması sonucu saptadığımız kadarıyla İmparatorluk ve Cumhuriyet dönemlerinde yurdumuza gelen besteciler yer alıyor.
Bestecileri doğum yıllarını gözetip “kronolojik” olarak sıralamayı uygun gördüm.
Dimitri KANTEMİROĞLU - Cantemir de deniyor - (1673-1727): Ülkemize çocuk yaşta gönderilip uzun yıllar kalan müzik adamı. Aynı zamanda bilgin ve tarihçi olarak da bilinen Kantemiroğlu, Romanya’da doğdu, öğrenimini İstanbul’da Topkapı Sarayı’nda yaptı, Sultan İkinci Ahmet’in yakınları arasına katıldı. Yurdumuzdan “Voyvoda” payesiyle ayrılırken “Türk Sanat Müziği” alanında otuzdan fazla çalgı müziği eserinin sahibiydi.
- Félicien DAVİD (1810-1876): Müzik öğrenimini Paris’te yaptı, 1830 yılında “Saint Simonisme” mezhebine girdi, 1833’de İstanbul’a gelerek bu mezhebin o zamanlar Galata’da bulunan manastırında iki yıl kaldı. David yurduna döndükten sonra türlü biçimde eser besteledi, “Lalla Ruh” adlı operası özellikle başarı sağladı.
- Franz LİSZT (1811-1880): İstanbul’a 1847 yılı Haziran ayında geldi, aynı yılın Kasım ayına kadar kaldı. Büyük piyanist ve besteci bu süre boyunca Beyoğlu’nda eski “Posta”, yeni “Nuriziya” sokağında günümüzdeki “Türk Mason Derneği” binasında konuk edildi. Liszt, eski Beşiktaş Sarayı’nda Sultan Abdülmecit’in huzurunda uzun bir program dinletti, Yeniköy’de eski Avrupa Oteli salonunda paralı iki konser verdi. Büyük müzik adamı, sarayda öğretmen olarak bulunan Giuseppe Donizetti Paşa’nın “Mecidiye Marşı” üzerine piyano için çeşitlemeler yazdı, “Dördüncü Rütbeden Mecidiye Nişanı” ve değerli taşlarla süslü bir enfiye kutusu ile ödüllendirildi.
- Henri VIEUXTEMPS (1820-1881): İstanbul’a eşiyle birlikte 1848 yılında geldi. Ünlü kemancı ve besteci de Sultan Abdülmecit’in huzurunda çaldı, Sultan’ın onuruna bir marşı besteledi, ona da “Dördüncü Rütbeden Mecidiye Nişanı” veridi, ayrıca altınla ödüllendirildi.
- Luigi ARDITI (1882-1903): İstanbul’a eşiyle geldi, Naum Tiyatrosu’nda 1856-1857 mevsimi boyunca bazı opera temsilleri yönetti. “İl Bacio Buse” valsiyle büyük ün yapan, ayrıca iki opera ve başka eserler bırakan İtalyan müzikçi, Sultan Abdülmecit için bir “kantat” besteledi, ona da aynı rütbeden bir “Mecidiye Nişanı” verildi.
- Gustav HOLST (1874-1934): Alman aslından bu tanınmış İngiliz bestecisi öğrenimini Kraliyet Müzik Akademisi’nde yaptı, daha sonra Amerika’da Harvard Üniversitesi öğretim görevlisi oldu, bu arada mistik inançlara kapıldı, “astroloji” etkisindeki “Gezegenler” adlı orkestra süiti ile büyük ün yaptı. 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı’nda İstanbul’daki İngiliz işgal kuvvetleri bandolarında denetçi olarak görevlenen Holst daha sonra Doğu’dan esinli bazı eserler de yazdı.
Bela BARTOK (1881-1945): Yurdumuza Ankara Halkevi’nin davetlisi olarak geldi, besteci Adnan Saygun’la uzunca bir süre folklor derlemeleri yaptı, konferanslar verdi, bir konserinde “İkinci Piyano Konçertosu”na solist olarak katıldı. Bu büyük müzik adamı, çok değerli sanatçı Türkiye’de yaşamının sonuna dek kalmak istediyse de bazı ters etkiler sonucu bu istek kabul edilmedi.
- Manolis KALOMİNİS (1883-1962): İzmir’de doğdu, ilk müzik öğrenimini bu kentte yaptı, bilgisini daha sonra Atina Konservatuvarı’nda geliştirdi. Besteci ulusal Grek ezgilerinden yararlanarak Wagner etkisinde operalar ve başka biçimlerde eserler bıraktı.
- Paul HİNDEMİTH (1895-1963): 1935-1937 yılları arasında Maarif Vekaleti’nin (Milli Eğitim Bakanlığı) çağrısı üzerine sık sık yurdumuza geldi, Devlet Konservatuvarı’nın kuruluş yasasıyla yönetmeliğinin tasarılarını hazırladı, bu önemli okulun kuruluş ve gelişim aşamalarını denetledi.
- Henry Dixon COWELL (1897-1965): Yeni müzik akımının önemli öncülerinden saylan, John Cage’in öğretmenliğini yapan sanatçı yurdumuza 1956’da geldi, Ankara’da Amerika’daki modern müzik ve kendi buluşu piyanoda “cluster-salkım” tekniği üzerinde bilgiler verdi.
- Henry BARRAUD (1900): Değişik alanlardaki eserleriyle tanınan, 1948-1965 yılları arasında Fransız Radyo-Televizyonu Müzik Müdürlüğü’nü yapan besteci 1953’te İstanbul’a geldi, bazı oda müziği eserlerinin seslendirişinde hazır bulundu.
- Aaron COPLAND (1900): Çağdaş Amerikan müziğinin çok tanınmış temsilcisidir. Sanatçı yurdumuza 1973’de geldi, programları eserlerinden düzenlenmiş orkestra konserlerini yönetti.
- Joaquin RODRİGO (1901): Çağdaş İspanyol müziğinde özellikle gitar orkestra için “Aranjuez” adlı konçertosu ile ünlü “âmâ” besteci yurdumuza 1953’de eşiyle gelerek İstanbul’a bazı eserlerinin çalınışında hazır bulundu.
- Ernesto HALFFTER (1905): Çağdaş İspanyol müziğinin bu başka ünlü bestecisi yurdumuza 1954’te geldi, İstanbul ve Ankara’da bazı eserlerini yönetti.
Dimitri ŞOSTAKOVİÇ (1906-1975): Bu büyük Sovyet bestecisi yurdumuza 1933 yılında “Cumhuriyet’in Onuncu Yılı” nedeniyle başka Sovyet kültür temsilcileriyle geldi. Sanatçının yanında Sovyet müzik yaşamının daha sonra uluslararası ünlü simalarından kemancı David Oystrah ve piyanist Lev Oborin bulunuyordu.
- Karl HÖLLER (1902): Yüzyılımızın verimli Alman bestecilerinden tanınmış müzik adamı 1964’te Ankara’ya geldi, bazı eserlerinin Prof. G. Lessing yönetiminde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası tarafından çalınışında hazır bulundu.
- Jean MARTİNON (1910-1976): Ünlü çağdaş Fransız bestecisi de 1975’te İstanbul’a “Üçüncü Uluslararası İstanbul Festivali” sırasında geldi, festivale katılan Paris Orkestrası’nın bir konserini yönetti.
- Vitold LUTOSLAVSKİ (1913): Çağdaş müziğin Polonyalı ünlü yenileyicilerinden olan sanatçı 1976’da “Dördüncü Uluslararası İstanbul Festivali”ne gözlemci olarak geldi, konserleri izledi.
- Benjamin BRİTTEN (1913): İngiliz müzik evreninin yüzyılımızda büyük temsilcisi kabul edilen bu büyük sanatçı arkadaşı tenor Peter Pears ile 1958’de yurdumuza gelerek İstanbul’da Şan Sineması’ndaki konserde ona kendi eseri “Michaelangelo Şarkıları”nda piyano ile eşlik etti.
- Leonard BERNSTEİN (1918): Tanınmış Amerikalı orkestra yöneticisi, piyanisti ülkemize 1958’de New York Filarmoni Orkestrası ile gelerek Açıkhava Tiyatrosu’ndaki konserde orkestra yöneticisi ve piyanist olarak yer aldı.
- Lukas FOSS (1922): Alman kökenli bu tanınmış Amerikalı besteci 1973’te ilk “Uluslararası İstanbul Festivali"nde görevlendi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın bir konserini yönetti ve kendi bestesi “Üvertür” adlı orkestra parçasını ilk kez seslendirdi.
- Thomas Christian DAVİD (1925): Ünlü Avusturyalı besteci Johann Nepomuk David’in tanınmış öğretmen ve besteci olan oğlu 1967-1974 yılları arasında Tahran’da görevli olarak bulundu, bu arada yurdumuza da sık sık geldi, geçti ve şarkıcı olan eşiyle konserler verdi.
- Karlheinz STOCKHAUSEN (1928): Çağımız müzik evreninde en yürekli, en çok yönlü yenileyiciler arasında yer alan bu ilginç besteci, 1975 yılında İstanbul ve Ankara’da bazı eserlerini dinletti, açıklamalar yaptı.
- Raul Mauricio KAGEL (1931): Çağdaş müziğin bu tanınmış temsilcisi yurdumuza 1976’da geldi, bir lise salonunda “elektroakustik” ve “audiovisuel” düzenlemelerinden örnekler dinletti.
- Aribert REIMANN (1936): Çağdaş Alman müziğinin bu seçkin siması 1986 yılı başlarında yurdumuza geldi, İstanbul ve Ankara’da eserlerini dinletti, bazılarına piyanoda eşlik etti.
Derleme sonucu saptayabildiğim adları belirtmeye çalıştım. Bu adların sahipleri çağımızın en inanılır, en yetkili bilgi kaynaklarında “bestecilik” niteliğini kabul ettirmiş sanatçılardır. Yurdumuza gelen müzikçiler arasında piyanist Wilhelm Kempff (1895), piyanist Jose Iturbi (1895-1980), viyolonselci Gasparo Cassado (1897-1960) ve orkestra yöneticisi Antal Dorati (1906) gibi eser de vermiş olmalarına karşın daha çok seslendirici olarak bilinen sanatçılar bu listeye katılmadı. Koşullar elverdiğince dikkatli bir derlemeye karşın hata yapılmış olabilir. Bu konuda ek bilgi verebilecek meraklılar da çok küçük bir olasılıkla bulunabilir. Yapacakları haberlemenin kültür tarihimize kuşkusuz katkısı olacaktır.
Faruk Yener | Milliyet Sanat Dergisi - Yeni Dizi: 145 - 1 Haziran 1986